Tüm Türkiye’de olduğu gibi İlçemizde de bu rezalet yaşanmaya devam ediyor.
“Her nefis ölümü tadacaktır.” Yani her evden cenaze çıkacak ve bu ateş her evi yakacaktır. Ancak bu cenaze evlerindeki yemek rezaletine de bir son vermelidir.
Birileri bir şey yapıyor ,”ben yaptım siz de yapın, bu gelenektir” diyor. Geleneğimizi senden mi öğreneceğiz. Bu bir rezalettir.
Yemek de maddi külfet unsuru vardır. Bir ev zaten beklenmedik bir anda cenaze evi oluverir. Cenaze evinin parası var mı yok mu bilinmez. Cenaze, defin masrafları, alacaklılarla helalleşme gibi bir çok maddi külfet bir anda çıkıverir. Bu yetmez bir de katılımcılara ikram. Gelsin kıymalı pideler, Lahmacunlar, ayranlar, çeşit çeşit yemek. Maddi yönden de bu bir rezalettir.
İnsan yemeği keyifle yer. Peki cenaze sahipleri de o yemeği keyifle yiyebilir mi? Yani cenaze sahipleri yemek yaptıracak, külfetine katlanacak sonra birileri keyifle yerken o da acısıyla kıvranacak ve bir lokma yemeyecek. İşte bu tam bir rezalettir.
"İkramlar sadece sevinçli günlerde yapılır. Böyle üzüntülü zamanlarda çirkin bir biddattır. Ölen kişinin komşularına ve uzakta da olsa akrabalarına düşen o gün ve gece yemek tertip edip cenaze sahibine götürüp beraberce yemeleridir. Taziye günlerinden 3-5 gün sonra cenaze sahibinin ölen kişinin ruhuna bağışlamak üzere özellikle fakirleri çağırıp davet yapması, Kur’an-ı Kerim okuyup, okutup dua etmesi ve ettirmesi daha güzel ve yerinde olur." diyor ve cenaze evlerindeki yemek rezaletine de son verilmesini istiyoruz.
NOT : Bazı yörelerde cenaze evi yemek yapmaz, komşular yada akrabalar getirir, olması gerekende budur.
Bundan sonraki haftalarda özellikle Cuma günleri Cuma vaazlarında Müftülük yetkililerinden bu konuda bilgilendirme yapmalarını rica ediyoruz.